Editör: Doç. Dr. Hidayet GÜNEŞ
Yayınevi: YAZ Yayınları
ISBN: 978-625-6524-54-5
DOI: doi.org/10.5281/zenodo.10471909
Sayfa Sayfası: 82
Yayın Tarihi: Aralık 2023
Fiyat: Ücretsiz
Bu linke tıklayarak kitabı ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
Kitap Hakkında
Ülkeler arası finansal bağlantıların kuvvetli olduğu günümüz dünyasında, finansal piyasalar hakkında azami düzeyde bilgi sahibi olmak neredeyse bir zorunluluk halini almıştır. Finansal piyasalarda yer alan ürün ve hizmetlerin sayısının artması ve işleyişlerinin karmaşıklaşması, bireyleri dikkatli davranmaya iten en önemli unsurların başında gelmektedir. Gerekli dikkat ve özen gösterilmediği takdirde piyasalar içerisinde karşılaşılabilecek birçok risk unsuru mevcuttur. Bu riskler içerisinde genel piyasadan kaynaklı riskler olabileceği gibi sektör veya firma bazında da riskler olabilmektedir. Dolayısıyla tasarruf sahibi bireylerin, risk kavramını ve bu riskten kaynaklı ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları göz önünde bulundurması gerekmektedir. Risk ile belirsizlik kavramı eş anlamlı gibi görünse de aslında farklı durumları ifade etmektedir. Belirsizlik içerisinde bir olayın sonucunun öngörülememesi yani bir bilinmezlik hali söz konusudur. Dolayısıyla belirsizlik halinde yatırımcı nasıl pozisyon alması gerektiğine ancak kendi fikir ve düşüncesi ile karar vermek durumundadır. Sonucu öngörülemediği için de kendisi için olumlu veya olumsuz bir durum ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Bazı riskler yönetilebilir iken bazı riskler yönetilememektedir. Yönetilebilir olan riskleri ortadan kaldırabilmek veya en az kayıp/zarar ile sonuca ulaşmak risk yönetiminin en temel prensiplerindendir. Dolayısıyla finansal piyasa içerisinde bireylerin yönetebileceği riskleri tespit edip onların en az kayıp/zarar ile atlatabilmesi için piyasada yer alan finansal varlıkların işleyişi, özellikleri, birbirleri ile olan ilişki gibi pek çok durumu bilmesi önem arz etmektedir. Belirtilen durumları dikkate alarak oluşturulacak yatırım tercihlerini bireylerin optimal seçimleri olarak nitelemek yanlış olmasa gerektir. Ancak burada bireyin beklediği getiri ile gerçekleşen getirisi arasında negatif bir fark olmayabileceği yanılgısına düşülmemesi gerekmektedir. Her ne kadar piyasadaki çeşitli durumları dikkate alarak yatırım tercihinde bulunulsa da piyasanın kendine özgü bir işleyişinin ve kurallarının olduğu unutulmamalıdır. Burada bireyler kendi risk profiline uygun olarak seçtikleri yatırım araçlarına tasarruflarını yatırırlar, aldıkları risk ile bağlantılı olarak da getiriyi sonuç olarak elde etmektedirler.
Bu kitap toplam üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde, kitabın bundan sonraki bölümlerinde yer alan ampirik çalışmalarda kullanılan terimler için kavramsal çerçeveyi oluşturma amacı ön planda tutulmuştur. Bu bölüm kapsamında belirsizlik kavramı yalnızca finans alanıyla sınırlı olmayan bir bakış açısıyla geniş bir biçimde ele alınmıştır. Risk kavramı ve belirsizlik kavramı arasındaki ilişki, finansal bir perspektifle değerlendirilmiş ve finansal risk kavramı açıkça ortaya konulmuştur. Riskin tanımlanması sonrasında finansal risk yönetimi kavramı tarihçe, fonksiyonlar ve süreç bağlamında incelenmiştir.
İkinci bölüm, son zamanlarda birçok çalışmanın yapılmaya başlandığı finansal varlıklar arasındaki dinamik ilişki üzerine temellendirilmiştir. Küresel piyasaların önemle takip ettiği enerji sektörü, emtia ve döviz gibi varlık grubu içerisinden çeşitli finansal varlıklar araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Bütün dünyayı etkileyen COVID-19 pandemi dönemini içerisine alan bu çalışma ile tasarruf sahiplerine farklı finansal varlıkların birbirleri ile aralarında olan dinamik bağlantılılık ve volatilite yayılımı araştırılmaktadır. Çalışma ile belirsizlik durumunda ya da riskin arttığı zamanlarda finansal varlıklar arasındaki ilişki net bir şekilde ortaya konulmaktadır. Çıkan ampirik sonuçlara göre bireylerin yatırım tercihlerini yönlendirebilmeleri imkânı ortaya çıkabilmektedir. Bu sayede ortaya çıkabilecek risklerden de portföylerini koruyabilmektedirler.
Üçüncü bölüm, pay piyasası ile tahvil piyasasının birbirleri ve VIX olarak anılan korku endeksi ile olan ilişkisi üzerine kurulmuştur. Finansal piyasalara ulaşan her bilgi finansal varlıklar üzerinde aynı etkiyi göstermeyebilecektir. Örneğin pandemi döneminde gıda, ilaç gibi sektörlerde yer alan firmaların hem kapasite anlamında büyümeye gitmesi hem de firma değeri olarak hızlı bir şekilde değer kazanmasının yanında ulaşım gibi sektörlerin de bu durumun tam tersi şeklinde olguların meydana gelmesi, piyasadaki bilgi şoklarının farklı etkiler oluşturabildiğini göstermektedir. Yatırım tercihinde bulunurken ortaya çıkan sonuca göre hareket etmeleri bireyler açısından olumlu olabilecektir.